“Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir.”
M.Kemal ATATÜRK
Savaş, taraf olmaktır. Baktığımızda, “devletin bekasını temin etmek, milli menfaatleri sağlamak, milli hedefleri elde etmek amacıyla, başta askeri güç olmak üzere devletin maddi ve manevi tüm güç ve kaynaklarının hiçbir sınırlamaya tabi tutulmadan kullanılmasını gerektiren silahlı mücadeledir” diye tanımlanır. Bu tanım içerisinde birtakım kavramlar kullanılır. Beka, menfaat, milli hedef gibi. Bu kavramlar savaşı zorunlu kılar. Aynı zamanda savaşın nedenini de açıklar. Bu neden sizin bekanız, menfaatiniz, milli hedefinizdir. Siz varsanız diğerleri de var demektir. O halde tarafsınızdır. Kendi tarafınızdasınızdır…
Norveç İlimler Akademisince yapılan bir araştırmaya göre; İnsanlar M.Ö. 3600 yılından bu yana 14 bin defadan fazla savaşmışlardır. Bu savaşlarda 4 milyara yakın insan hayatını kaybetmiştir. Yine bu savaşlardaki maddi zarar; dünyayı ekvator üzerinde çevreleyen 10 m. yüksekliğinde, 156 m. genişliğinde altın madeninden yapılacak bir duvarın maddi değerine eşittir. Bu dönem boyunca, dünyamız, sadece 292 yıl sulh ve sükûn içinde yaşamını sürdürmüştür.
Savaşı kazanabilmek için; önceleri üstünlüklerini kişisel güçleriyle sağlayan insanlar, daha sonraları zekâ ve becerilerini de kullanarak savaş araç ve gereçlerini devamlı geliştirmişlerdir. Bu gelişme dünya devletlerini adeta bir silahlanma yarışına götürmüştür.
M.Ö. 650 yılından beri milletler, 1650 defa silahlanma yarışı yapmışlar, bu yarışlardan sadece 16’sı savaşsız sona ermiştir.
XX. yüzyılın başından bu yana milletler arasında yapılan silahlanma yarışı, dünyamızı bir barut fıçısı haline getirmiştir. Bunun sonucunda, insanlar, I. ve II. DÜNYA SAVAŞLARI ile yüz yüze gelmişlerdir.
1914-1918 yılları arasında cereyan eden 1. Dünya Savaşında 9.5 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Bu kayıpların %5 i’ sivil, %95’i askerdir.
1938-1945 yılları arasında 2. Dünya Savaşı yaşanmış ve bu savaşta 52 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Bu kayıpların %48 i’ sivil, %52’si askerdir.
1950-1952 yılları arasında, 9.2 milyon insanın hayatını kaybettiği Kore Savaşı gerçekleşmiştir. Türkiye’ nin de asker gönderdiği bu savaşta hayatını kaybedenlerin %84 ü’ sivil, %16’sı askerdir.
Bu istatistiklerden ne anlamalıyız? Bu rakamlar bize neyi ifade ediyor? Bu bilgileri neden paylaştım? Bu soruların tek cevabı var sevgili dostlar. Artık günümüz savaşları topyekün savaşlardır. Yani ulusal savaşlardır. Sadece cephedeki askeri değil, sivil halkı da etkileyen ve ilgilendiren hadiselerdir. Çünkü teknolojinin gelişmesi silah sanayinde kitle imha silahlarının çeşitlenmesine ve KBRN çağına geçiş yapmamıza sebep olmuştur.
KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer)’ in kısa adı olup ülkelerin silahlanma yarışındaki en büyük kozlarıdır.
Haftaya devam edeceğiz. Afetsiz günler dileğiyle…
*
HÜSEYİN KANZA