13.11.2022 günü saat: 16:13 sıralarında İstanbul’ un Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi üzerinde meydana gelen bombalı saldırı neticesinde, bu yazının kaleme alındığı 14.11.2022 tarihine kadar 6 kişi hayatını kaybetmiş ve 81 kişi yaralanmıştı. Bu tür hain terör saldırıları ne ilk ne de sondur. Muhtemelen devam da edecektir.
3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1.maddesine göre “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.” Diye tanımlanmıştır.
Terör eylemlerinin ortaya çıkma şekillerine baktığımızda; ulusal terörizm, uluslararası terörizm, devlet terörizmi, devlet destekli uluslararası terörizm, etnik terörizm ve siber terörizm gibi birçok şekilde tezahür ettiği görülecektir. Nedenlerine baktığımızda ise en önemli sebeplerin; dini, ideolojik, siyasi, sosyo-ekonomik, psikolojik, kültürel, tarihsel, devlet zulümleri, hukuk ihlalleri ve temel hakların kullandırılmaması gibi konular olduğu görülecektir.
Şiddet eylemleri içeren bir taktiksel savaş olan terörizme ideoloji denemez. Terör eylemcisi kendisini yönlendiren ideolojiye samimiyetle inanıp-kanabilir. Beynini yıkatıp yaşamını feda edebilir. Bu ideolojiler devlet rejimini yıkıp yerine Marksist-Leninist bir yapı kurmayı amaçlayan ideolojiler olduğu gibi aşırı milliyetçi, aşırı sağcı ve ırklarına son derece bağlı olan faşist gruplarda olabilir. Bunun yanında dini kendine referans alan gruplar olabileceği gibi etnik kökene bağlı ve bölücü bir yapıya sahip etnik ideolojiler de olabilmektedir.
Türkiye bu çeşitliliklerin birçoğunu yaşadı, yaşamaya devam ediyor. Bu son saldırıda belli ki etnik terörizm sınıfında değerlendirilecektir. Dünyanın birçok yerinde örneğin Sri Lanka’ da Tamil, İspanya’ da ETA, Kuzey İrlanda’da IRA ve Ermenistan’da ASALA olduğu üzere yaşadığımız saldırının faili Türkiye’de PKK’dır. Bu eylemin şekline bakıldığında hedef pek gözetilmemektedir. Bu örgüt eylemlerini yaparken sadece Türk vatandaşları değil ayrıca Kürt vatandaşları da hedef almakta, bu şekilde bir korku oluşturarak hedeflerine ulaşma gayesi gütmektedir. Korku ve panik havası oluşturmak isteyen bu soysuzlar topluluğu elde etmek istediği amaçlara ulaşmak için her yolu mubah görmektedir. Ama Türk halkını korkutamazlar. Otoriteyi sarsamaz, birlik ve beraberliğimizi bozamazlar.
Sevgili dostlar…
Savaş ve terör insan kaynaklı bir afet çeşididir. Bu durumların ürettiği kan, gözyaşı ve şiddetin dünyada hala hüküm sürmesinin gerçek sorumluluğunu nerede ve kimlerde aramak gerekiyor?! Yaşamı müjdeleyip ölümle cezalandıranlar, adaleti savunup kendine göre bir adaletten dem vuranlar, yasayı kutsayıp kendilerini onun üstünde tutanlar, inanca değer verip ötekinin inancına ve inançsızlığına saygı göstermeyenler, erdemden bahsedip erdemin ruhuna aykırı hareket edenler ve en genel anlamda eşitlik, özgürlük ve adalet için başkaldırıp başkalarının özüne aykırı davrananlar…Gerçek suçluyu bu parantezler içinde aramak gerekmiyor mu?!..
Var olmaya çalışırken öldüren ve yaparken yıkmaktan başlayan bir varoluş anlayışı, başkaldırının ışığından değil, körelten bir karartıdan beslenmez mi? Bu karartıların işaret ettiği emperyalizmin ve sömürünün temsilcileri değil midir? Bunlar batı dediğimiz içimizdeki hain uşakların efendileri değil midir? Şehit olduğu alanda sadece insan olmanın gereğini yerine getiren ve bu zalimliğin kurbanı olan bu vatan evlatları neyin bedelini ödedi acaba ?!
Bu zalimliklerinin mutlaka karşılığı olacaktır. Zira ayrışmayı, ırkdaşlığı, dindaşlığı ve mezhepçiliği ön palana çıkartıp UZLAŞMA kültürünü göz ardı ederseniz, duyguları değil AKLI egemen kılmazsanız… ORTAK paydadan beslenmeyip evrensel değil yerel düşünürseniz… Kamu çıkarını değil kendi menfaatinizi ön planda tutarsanız… Farklı düşünene demokratik teamüller içerisinde saygı göstermezseniz, ötekileştirirseniz, araştırmadan, öğrenmeden, nasıl-niçin diyerek sorgulamadan, körü körüne biat kültürünü yaşam biçiminiz haline getirirseniz, sizden olmayanı, sizin gibi düşünmeyenleri, sizin gibi yaşamak istemeyenleri ezerseniz, yok edip kendi egonuzu ve varlığınız tek egemen kılmaya kalkıp zalimlik yaparsınız… Kutsal kitabın işaret ettiği durumla karşı karşıya kalırsınız. “Şüphesiz zalimler felaha ermezler”(Enam 135)
Daha önce de yazmıştım. Toprağında gözü varsa birilerinin, enerji fışkırıyorsa komşularından; pkk’ nda olur, ışıd’ ın da olur, DHKPC’ nde olur. Onlar olmasa başka terör örgütlerin olur. Çünkü refahından, keyif ve yaşamından fedakârlık etmek istemeyen, sömürgeci emperyalist devletlerin yiye yiye semirmiş besili insanlarının yaşamlarından gram eksilmemeli. Eksiltmemelisindir! Bu kan emici ülkelere uşaklık eden hainlere, güçlü gördüklerinin yanında insanlığını satışa çıkaran işbirlikçi döneklere, bayrağına, diline ve dinine ihanet edenlere yazıklar olsun!
Afetsiz günler dileğiyle…
* Hüseyin KANZA