1893 yılında Rodos’ta doğdu. Adanın İtalyanlar tarafından işgal edilmesi üzerine kayıkla Marmaris’e oradan da İzmir e geçti. Heyecanlı, hırslı ve milliyetçi bir gençti.
1911 de tıp fakultesine girdi. Üniversite öğrencisiyken ”Hakikat” adlı bir gazete, ”sivrisinek” adlı bir karikatür dergisi çıkardı. Okulda Türk Ocakları’nın bir şubesini açtı. Öğrenci iken balkan harbine katıldı. Birinci dünya savasında Çatalca ve Kafkasya cephelerinde savaştı. Köycüler adlı cemiyeti kurdu. Kurtuluş savasında Aydın dağlarında mücadele etti. Savaş sonrası Mersin’de Adana’da serbest doktorluk yaptı. Gazetelere yazılar yazdı. Anadolu’nun ve Türklüğün kurtarılması için temel sorunun köylere hizmet götürmek ve köylüyü eğitmek olduğunu vurgulayan yazılar yazdı.
1923 yılında Mersine gelen Mustafa Kemal paşaya huzurunda hitaben yaptığı konuşmada ”sen yalnızca bu millletin bir kurtarıcısı ve kahramanı değilsin. Sen bunlardan cok daha büyüksün. Sen bu milletin bir ferdisin. Senin asıl büyüklüğün bu milletin bir ferdi olmakla yetinip, övünmüş olmandır. dedi
1931 sonbaharında Atatürk’ünde bulunduğu masada o meşhur tartışmayı yaptı. 1932 ile 1933 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yaptı.
Bakanlığı döneminde Hitler in zulmünden kaçan alman bilim adamlarını Türkiye’ye gelmeleri yönünde ikna ederek onları üniversiteye kazandıran bunu da ”Fatih İstanbulu fethettikten sonra bizanslı bilim adamları İtalya’ya giderek rönesansı gerçekleştirdi , bu anlaşma ile bunun karşılığını alıyoruz.”diyerek ülkemizde yüksek öğrenimin kurulmasına öncülük etti.
5 mart 1934 yılında 41 yaşında yaşama gözlerini yumduğunda malvarlığı toplamını kütüphanesindeki kitapları cebinden çıkan 5 lira oluşturmaktaydı.
Reşit Galip’ti o. İlkokula gittiğimiz zamanlarda okutulan andımızın yazarıydı. Daha sonra eklemeler yapılan ama aslı bu olan andımızı kaleme alan yazardı.
”TÜRK’ÜM, DOĞRUYUM,ÇALIŞKANIM
YASAM, KÜÇÜKLERİ KORUMAK,BÜYÜKLERİMİ SAYMAK.YURDUMU, BUDUNUMU ÖZÜMDEN ÇOK SEVMEKTİR.
ÜLKÜM, YÜKSELMEK, İLERİ GİTMEKTİR.
VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN. ”
Hor görülen , ezilen millete aslını hatırlatma , tarihinde muazzam işler yapan kimliği belirtmeydi.
Efendi veya köle olmadan yalnızca ”Milletin bir ferdi olmak” , her bir fertten biri olmak en büyük ödüldü.
Ozanın dediği gibi” Vatan duvarına taş olmak gibi, vatandaş olmak gibi” kıvançtı.
andımız;
Doğduğu topraklardan Anadolu’ya kaçmak zorunda kalanların ”son yurdunu” özünden çok sevmek için verdiği sözdü.
Çanakkale’de, Kafkasya’da Şam’da ve diğer cephelerde bulunanların ileri gitme ülküsüydü.
Sultanlara kulluk etmek yerine , varlığını milletin varlığına armağan etme iradesiydi.
Sınıfsız ve imtiyazsız bir toplumun tohumlarının cumhuriyet ikliminde yeşereceğine olan inançtı
Milletin çektiği uzun acılar sonucu elde ettiği deneyimlerin fikir haline gelmesiydi.
Yerinde duran , geriye gidiyor demektir. İleri ,daima ileri . Diyen Ata’nın devrimciliğiydi.
Esenlikle kalmanız dileğiyle.
*
MURAT BOZKURT