Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Adayı Haşim Yanar öncülüğünde kurulan Birlikte Değişim Platformunun Antalya’da gerçekleştirilen Toplantısında Sonuç Bildirgesi yayınlandı!
İşte O bildirge;
BİRLİKTE DEĞİŞİM PLATFORMU
13-14-15 KASIM ANTALYA DEĞERLENDİRME TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ
1993 Yılında, şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun önderliğinde, Türk Siyasetine yeni bir anlayış getirmek üzere kurulan Büyük Birlik Partisi; Sivil İnisiyatifi önceleyen, “çokluk içinde birlik” temel ilkesini benimseyen, lider sultasını reddederek ortak aklı öne çıkaran, siyasi manada millet iradesi üzerinde hiç bir irade ve güç tanımayan, kadroların kurduğu bir hareket idi.
Partimizde son 3 senede yaşanan bu kimlik erozyonu sonucunda, milletimizin yüreğinden ve hatırasından uzaklaşmış, siyasi itibarı yerle bir olmuştur.
Yaşanan olumsuzluklara boyun eğmeyen, Muhsin-i duruşta ısrar eden partinin kurucuları, Genel Merkez delegeleri, İl ve İlçe başkanları organize bir şekilde tasfiye edilmiştir.
Büyük Birlik Partisi Muhsin Başkanımızın partisi olmaktan çıkmıştır, çıkarılmıştır.
Devletimizin bekası ve milletimiz birliğine kendisini vakfetmiş olan partimiz, gelinen noktada bir kişinin, bir zümrenin elinde, ilkelerinden uzaklaşmış, günlük kar ve zarar hesaplarına kurban edilmiştir.
Şehit Muhsin Başkanımızın “Türk milletinin umudu ve geleceğimizin teminatı’’ olarak gördüğü Alperen Gençlik günlük siyasetin, parti için çekişmelerin aleti haline getirilmiştir.
Yaşanan olumsuzlukların en son örneği 18.Ekim.2020 tarihinde yapılan Büyük Birlik Partisi 11. Olağan Kurultayında görülmüştür. Bu harekete gençliğini, hürriyetini, kanını, geleceğini veren ak saçlılara karşı yapılan tutum ve davranışlar bunun en acı örneklerinden biri olarak tarihe geçmiştir.
Makamda tutunma duygusunun bu düzeyde anti demokratik boyut kazandığına siyaset tarihimizde hiç rastlanmamıştır.
En meşru itiraz organı olarak görülen ve aylardır üzerinde hazırlık yapılarak yönetimi değiştirmek isteyen partililer olarak 18 Ekim 2020 günü Kurultay salonunun önüne gelindiğinde geceden asılan yüzlerce pankart/afişlerimizin indirildiği görülmüştür.
Üst Kurul Delegesi olmayan,kimi önceden ayarlanmış mafya vari gruplardan ve hiçbir şeyden haberi olmayan gençlerden oluşan en az beş yüz kişi “PANDEMİ” yasağına rağmen “GÖREVLİ”adı altında salona alınmışken, aday olmak için yeterli 200 imzadan fazlasını, günler öncesinde, hem de noter yolu ile topladığı halde Genel Başkan adayı ve diğer kurul adayları PANDEMİ bahanesi ile salona alınmamıştır.
Salona girmek için ısrar edildiği her defasından salonun içine ve dışına konuşlanmış iki bin’i aşan “polis ordusunun” mukavemeti ile karşı karşıya kalınmıştır.
Çoğu yağmur altında olmak üzere 8 saat dışarıda bekletilen partililer, salona girmeye her teşebbüs ettiğinde, polislerce abluka altına alınmış terörist muamelesine maruz bırakılmıştır. Nedeni sorulduğunda parti yönetimin talebi bu yöndedir denilerek cevap verilmiştir.
Partililerin170 delegenin imzası ile divan seçiminin gizli oylamayla yapılması hususundaki teklifi “Tüzükte kesin hükümle” yer almasına rağmen provoke edilmiş, oldu bittiye getirilerek yok sayılmış, kanunsuz divan oluşturulmuştur.
Genel Başkan adayının 8 saat aradan sonra salona girebilmesi sağlanabilmişsede diğer MKYK ve MDK adayı olan kişilerin önemli bir kısmının salona girmelerine izin verilmemiştir.
Salona girildiğinde arbede çıkarılarak Genel Başkan adayı başta olmak üzere beraberindeki şehit liderimiz Muhsin Başkanın ağabeyi Yusuf YAZICIOĞLU’na ve arkadaşlarına oturacak yer verilmek istenmemiştir.
Kurultay’da Ak Parti milletvekili olarak seçilen Mustafa DESTİCİ’ye önce 1 saat 15 dakika ve sonrasında ise 18 dakika konuşma hakkı kullandırılırken, diğer aday Haşim YANAR’a sadece 23 dakika konuşma hakkı verilmiş olup, konuşma yaptığı sırada ses sisteminin bilinçli olarak ayarlanarak konuşması anlaşılmaz hale getirilmiştir.
Haşim YANAR zorla da olsa aday olarak seçimlere katıldığı ve salonda yaşanan onca baskı, hile ve entrikaya rağmen delegenin %30’unun oyunu aldığı halde, Kurultay tüm televizyonlara, haber ajanslarına tek “adaylı kurultay” diye servis edilmiştir.
Bu kurultayda yaşananlar, parti içinde siyasi mücadele yapmanın imkânsızlığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur.
Bu kurultayda açıkça Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve Parti Tüzüğünü çiğnenmiş, kanunsuz olarak oluşturulan Divanın uygulamaları ile delege iradesi sakatlanmıştır.
Partinin tüzüğüne ve ‘Kuruluş manifestosuna’ aykırı bir “eksen kayması” yaşandığı, “parti içi demokrasinin ”rafa kaldırıldığı, itirazların ihraçlara, göstermelik istişare toplantılarının ise yönlendirme toplantılarına dönüştürüldüğü partimizde ki bu yaşananlar artık ‘tevil edilemez’ hâl almıştır.
Özünde ilkesiz, çıkarcı, faydacı ve çarpık sistem sarmallarına’ karşı, “İlkeli Dürüst Demokratik Siyaset” manifestosu ile yola çıkılan Büyük Birlik Partisi; maalesef ‘hamaset’ ağırlıklı söylemler ile maskelenerek adeta ‘sisteme uyarım, keyfime bakarım’ konumuna taşınmıştır.
28 yıl boyunca hep birlikte dişimizi tırnağımıza takarak yaşata geldiğimiz vurguncu düzenin alternatifi olarak oluşan hareketimiz, doğru yönetilemeyen süreçlerin, güvensizliklerin kadrine de terk edilmiş düzeltilmesi yönünde tek bir adım dahi atılmamıştır.
Şehit Muhsin Başkanımız ve arkadaşlarının “Milli Mutabakat Çağrısına” atıfta bulunuyor ve bir kere daha ifade etmek istiyoruz ki;
Hareketimiz mensupları güç merkezi olmak noktasındaki tarihi mecburiyetlerine sırt çeviremezler,
Kendi siyasi geleceklerini mevcut güç dengeleri içinde arayamazlar.
Siyasi Statükonun güç dengelerine şirin görünmek için halkına dayattığı politik yaklaşımların bir parçası olamazlar.
İçeride ve dışarıda hiç kimseye minnet borcu olmayan Hareketimizin Şehit Muhsin YAZICIOĞLU’ nun adı ile tescillenmiş onurlu mevkii, varlığı ve geleceği, hile ve entrika ile partisel yönetimi elinde tutan birkaç kişinin siyasi ikbal hesaplarına feda edilemez.
Rahmetli Muhsin Başkanın Türk-İslam Medeniyetinin yeniden ihyası ve inşası için kurduğu bir hareket, olan Büyük Birlik Partisi ve Alperen Ocakları;
“Marjinal Pazarlık Partisi” olarak anılamaz.
Meşveret eksenli yönetim anlayışımız diğer siyasi partilere benzeme eğilimlerinin gölgesinde bırakılamaz.
Hareketimiz; İnsanların yanılmazlığı esası üzerine inşa edildiğine inandığımız bu suretle doğru bulmadığımız, lider sultalarının tuzağına düşürülemez.
Dalkavukluğu itaat, ilke ve dürüstlüğü aptallık, fikirlerin serbestçe söylenmesini ihanet olarak gören “anlayış” ile yönetilemez.
Parti içinde gelişen, organize edilen, kurgulanan anti demokratik yapılanmanın meşru ve demokratik yollarla aşılmasının önü her şekilde tıkanmıştır. Mevcut yönetim, kanımızla, canımızla, alın teri dökerek kurduğumuz, büyüttüğümüz, On binlerce dava adamının yuvasını, aile şirketine çevirmiştir.
Parti yönetimi her türlü meşruiyet alanını tıkamakla partinin gerçek sahiplerini başka arayışlara kontrollü ve bilinçli olarak iteklemiştir.
18 Ekim 2020 tarihinde yapılan kurultayın insani, ahlaki ve hukuki meşruiyeti kalmamıştır.
Gelinen noktada tüm bu yaşananlarla birlikte “hareketimiz” yeni bir sürece girmiştir.
İnanç ve değerlerini lider telakki eden hareket mensuplarımız ve dava arkadaşlarımız için partiler sadece bir araçtan başka bir şey değildir.
Aracı yönetenlerin davayı rafa kaldırmaları bizleri davamıza olan sadakat sorumluluğundan alıkoyamaz.
Hareketin parti kurullarından ayrılmak durumunda bırakılmış, kimi tasfiye edilmiş olan yetişmiş kadrolarına, farklılıkların oluşturduğu gerilimin, siyasi istismar alanı haline geldiği bu zaman diliminde her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Bu itibarla hareketimizin sosyal hayattaki varlığını etkin ve saygın bir şekilde sürdürmesi şarttır.
Hareketimiz kadroları, her hangi bir parti, dernek yada vakıf’ı değil artık ülkeyi yönetecek yeterlilikte kadrolara ve insan kaynaklarına sahiptir.
Kaynağını ve gücünü inançlarından, değerlerinden ve milletinden alan ama bu gün kontrollü bir şekilde siyaset dışına itilmek istenen arkadaşlarımız, anayasal düzen ve demokratik teamüller çerçevesinde gerekli muhasebeyi yapacak, yıllardır süre gelen dağılma, ayrılma ya da savrulmaları, birlik, beraberlik ve ahde vefa ekseninde yeniden buluşturacaklardır.
Hangi partiden olursa olsun, omurgalı ve erdemli duruşu yüzünden parti içi vesayete kurban edilerek tasfiye edilen, yaşanan her türlü olumsuz, güvensiz yaklaşım yüzünden Hareketimizden uzaklaşan yada uzaklaştırılan kim varsa, tüm bu nitelikli kadrolarla kucaklaşılacak, istişareler yapılarak bir yol bulunacaktır.
Milletine ve değerlerine hizmet aşkıyla bir şeyler yapmak isteyip, uygun ve güvenli zemin bulamadığından dışarda kalan tüm yetişmiş vatan evlatlarına kapı aralanacaktır..
Hep birlikte,her vatan evladının umudu olma noktasındaki bu kararlılığımız;
“50 Yıllık Deneyimlerimiz” üzerine inşa edilerek, yeni ve güçlü bir adımla, Şehit Muhsin YAZICIOĞLU’nun dava anlayışı etrafında yaşatılmaya devam edilecektir.
Antalya Manavgat’ta sürdürdüğümüz 3 günlük değerlendirme toplantımızdan hasıl olan bu umut verici sonuçların Milletimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan Niyaz ederiz.
Kamuoyumuza ve Camiamıza Saygı ile arz olunur..
*
BİRLİKTE DEĞİŞİM PLATFORMU