HURAMA / HURMA / HURMAN « AFŞİN HABER

SON DAKİKA
Kürtçe mp3 indir

NEDEN ÖĞRENMEK İSTEMEYİZ?

EĞİTİM, GENEL, GÜNCEL, MANŞETLER, YAŞAM, YAZAR

Afşin’de Liseler arası Şiir Okuma Yarışması düzenlendi.

GENEL, GÜNCEL, KÜLTÜR SANAT, MANŞETLER, YAŞAM

5 İlçede Sağanak Yağış Uyarısı!

ASAYİŞ, GENEL, GÜNCEL, MANŞETLER, YAŞAM

HURAMA / HURMA / HURMAN

Bu haber 05 Aralık 2022 - 14:21 'de eklendi.

Drone Görüntüleri:Kamil Yılmaz

Fotoğraflar:Mehmet Gören

Hurman Çayı görenleri doğal güzelliğiyle kendisine hayran bırakır. Sivas ili Gürün ilçesi Akdere köyünden doğarak Kahramanmaraş ili Afşin ilçesinden geçip Elbistan ilçesi sınırlarında Karaelbistan yakınlarında Ceyhan Nehri’nin gözesinden gelen su ile birleşir. Ardından kendi yatağında süzülür. Yöremizin yaşayan en maruf şairlerinden Haşim Kalender Bey’in;

Dağı bölmüş yol eylemiş akışı
Ak deredir yeryüzüne çıkışı
Köpük köpük gerdana gül takışı
Güzeller su içer çeşmesi ondan

dizelerinde de geçtiği üzere birçok imparatorluklara şahitlik eden kadim yerleşim alanlarından Afşin-Elbistan ovasının da gerdanlıklarından birisidir. Malumunuz verimli bu ova Anadolu’nun dördüncü büyük ovasıdır. Hurman Çayı’nın yatağı çoğunlukla Afşin sınırları içerisindedir. Ülkemizin güzide kurumlarından DSİ’nin Hurman Çayı ile ilgili enerji ve sulama çalışmaları uzun yıllardır planlana dursun, Hurman Çayı tüm güzelliğiyle akmayı sürdürmekte ve bölgeye bereket saçmaya devam etmektedir.

Peki bu Hurman çayının ismi nereden gelir?

Hurman lafzı Türkçe’mizde karşılığı olan bir kelime değildir. Anadolu’ya gelen ilk Türk kafileleri sonrasında devam eden akınlar ve göçler neticesinde 1000 yıldır Türklerin yaşadığı bu coğrafyada, Türkler yörede bilinen isimlerden bazılarını kamilen değiştirmiş bazılarını da orijinaline uygun şekilde Türkçeleştirmiştir. “Hurman” kelimesi de bu şekilde orijinalliğini korumuştur. Yani isim kökü kendisine önceki medeniyetlerden Türklere tevarüs etmiştir. Hurman lafzının kökünün anlaşılabilmesi için tarihin çok eski devirlerine gitmek icap edecektir. Şöyle ki;

Anadolu’da yazılı kaynaklar M.Ö. II bin yıllarına kadar geriye gitmektedir. İlk belgeler Mezopotamya referanslıdır. Anadolu’nun adının geçtiği ilk belgelerin şimdiki Bağdat şehrinin on kilometre kadar yakınlarında yer aldığı yapılan kazı çalışmaları ile desteklenebilecek “Adab” (Irak/Besmaya) şehri Kralı Lugal-Anna-Mundu’ya ait olduğu söylenmektedir. Bu kralın M.Ö. 2500 tarihlerine tesadüf eden zaman diliminde “Sedir Ormanları” ve “ Gümüş Dağları” şeklindeki betimleme ile Amanos ve Toros dağlarını kastettiği söylenir. Bir başka belgede ise Akad Kralı Kahraman Sargon’un (M.Ö. 2334-2279) yiğitliklerinin anlatıldığı metinlerde Anadolu coğrafyası ile ilgili bilgiler vardır (1).

Anadolu’da bilinen ilk yerli halk “Hattiler” dir. Yine eski bir kavim olan “Hurriler” de Anadolu’nun önemli kavimlerindendir. Hititler ise Balkanlar üzerinden Karadeniz kıyılarına oradan Ortadoğu’ya göçlerini müteakip Orta Anadolu’ya yerleştiği söylenen bir kavimdir. Hititler kendilerine göre yerel sayılan Hattilerden çok etkilenmişlerdir. Metinlerde kendilerini “Hatti Ülkesi” olarak tarif eden Hititlerin bir diğer yerli kavim olan Hurriler’den de etkilendiği söylenilebilir. Bazı dönemlerde Hitit Kralı ve Kraliçeleri Hurrice isimler ile anılmışlardır. Tevrat’ta “Horiler” olarak geçer. Yine eski metinler Anadolu’nun eski krallıklarından birisi olan Akadların Kralı Sargon’un, Puruşhattum (Acemhöyük) seferinden bahseder. Bu belge mezkûr yerde ikamet eden Akadlı tüccarların kraldan yardım istemeleri üzerine “Kahraman Sargon” un bu bölgeye bir fetih hareketine giriştiğini ve tüccarlara yardım ettiğini gün ışığına çıkarır (2).

Hititlerin M.Ö. XXV. asırdan itibaren Anadolu’ya göç eden “Arya” kavmine mensup olduğunu bilinir. Hititlerin kullandıkları dile bakılırsa yerli halktan çok kelimeler almış olduğu müşahede edilir. Bu veçhile konuya yaklaşıldığında Sami ve Ari köke benzediği görülmeyen Anadolu’da yaygın olarak kullanılan kelimelerin benzerliği göz önüne alındığında bu ilk yerlilerin “Hattiler olsa gerek” Turani kökten olabileceği söylenilebilir. Yine Hurrilerin’de Turani kökten olabileceği ihtimali göz ardı edilmemelidir. Asianikler olarak ifade edilen bu gruplar Orta Asya’dan göç etmiş olabilir. Hititlerden sonra Anadolu’ya Trak kavimleri göç etmiş ve muazzam bir topluluk gelmiştir. Bunların arasında Frigler, Kapadoklar, Komagenler, Paflagonlar vb. gibi irili ufaklı birçok kavim vardır. Örneğin Anadolu halkından olan Ermeniler M.Ö. VII. Asırda Anadolu’ya gelmiş olan Friglerin küçük bir koludur. Urartu ülkesine yerleşmişlerdir (13).

Sonraki dönemlerde Kültepe’de yapılan kazılarda bulunan yüzlerce kil tabletler sayesinde M.Ö. II bin yılda Anadolu ile ilgili çok ciddi metinlere ulaşılmıştır. Bilhassa Konya-Elâzığ eksenindeki bölgelerde çok ciddi teşkilatlanmaların olduğu görülür. Bulunan kil tabletlerde şehir, nehir, dağ isimlerinin yanı sıra ticari faaliyetlere ait çok sayıda metin geçer.

Sümer dönemi III. Ur Hanedanı yıkılınca Asurlular bağımsızlığına kavuşmuş ve ilk bilinen Kral İlisuma’da M.Ö. 1950’lerde iskân ve ticari faaliyetlere girişmiştir. Bu kapsamda ciddi hammadde yataklarının olduğu Anadolu’ya yönelmiştir. Bu bölgeye doğudan yüklü miktarlarda kalay ile muhtelif ürünlerin ithali yapılmaktadır. Yerli krallıklar özellikle kalay maddesini savaş aletleri yapımı için çok önemli görmektedir. Asurlu tüccarlar bölgede otuzun üzerinde yerel şehirlerde bu koloniyi kurmayı başarırlar.

Bu kolonilerin büyüğüne “Karum” denilir. “Wabartum” ise daha küçük halidir. Buralar aslında yakından bildiğimiz kervansaray olarak değerlendirilebilir. Asurlu tüccarların Anadolu’da ticaret ile ilgilenirken geçirdikleri süreler o kadar uzar ki tekrar Asur’a dönme süresi uzayan veya dönmek istemeyenlerin bir kısmı yerli halktan kadınlar ile evlenirler. Hatta Asur’da evli kadınlar arasında bu olayların korkusu öylesine yaygınlaşmıştır ki Asurlu kadınların tüccar kocalarına Anadolu’da başka evlilik yapmayacaklarına dair yazılı metin imzalattığı söylenir.

Asurlular buralarda sadece bir ticaret kolonisi oluşturmuşlardır. Bu kolonilerin hedefi ticaret yapmaktır. Selçuklu-Osmanlı devirlerinde Anadolu’da uygulanan ahilik örgütüne benzerdir. Bu bölgelerde yaygın olarak örgütlenmelerinin en önemli nedenlerinden birisinin o dönem Anadolu’sunda merkezi siyasi bir otoritenin olmayışı olarak açıklanabilir.

Kent devletleri olarak tabir edilen yerel krallıklar ise aralarında çeşitli anlaşmalar yaparak bir nevi kendi gemilerini yüzdürmeye çalışmışlar ve bunda da çok uzun yıllar hatta uzun yüzyıllar başarılı olmuşlardır. Çeşitli ithal maddeleri getiren Asurlu tüccarlar bunların karşılığında altın, gümüş gibi emtiaları yerel halktan almak suretiyle ticari faaliyetler yürütmüşlerdir. Asur Devleti ’de Anadolu’ya gönderdiği tüccarlarının can ve mal güvenliğini de yakından takip etmiştir.

Küçükte olsa dağınıkta olsa her siyasi teşekkülde bir lider olmalıdır. Bahsi geçen şehir krallıklarının bölgemiz için merkezi ise Kaniş/Kaneş’tir. Kaniş Krallığı Kayseri ilinin 20 km kadar yakınlarında olan bir bölgededir. 1948 yılında Tahsin Özgüç Hoca tarafından burada bir kazı çalışmaları başlatılmış ve ciddi belgelere ulaşılmıştır. Asurların mezkûr bölgelerin yanı sıra doğuda Elâzığ sınırı olmak üzere Konya’nın bir kısmını içine alacak şekilde bir ticaret ağı kurdukları söylenebilir. Bahsi geçen bölgelerde daha önceden yerel krallıklar zaten vardır. Ahalisinin etnik kökeni ise Hatti ve/veya Hitit kökenli olduğu kuvvetle muhtemeldir.

Kaniş Merkez Krallığına bağlı birçok şehir krallığı vardır. Ancak ticari güzergâh olarak bölgemizi (Afşin-Elbistan Ovası) ilgilendiren ilk durak yeri Hahhum denilen (Eski Samsat) şehir krallığıdır. Kervanlar için çok önemli bir noktada bulunmaktadır. Burada tüccarlar farklı şehirlerde olan meslektaşları ile iletişim (kil tablet mektuplar) ve muhasebe hesaplarının yanı sıra yerel krallıkların sağladığı güvenli yollar ile bu endişelerini de giderirlermiş.

Cezire bölgesini geçen kervanlar Badna (Suruç)’dan sonra Hahhum’a gelir buradan sırasıyla Timelkaya-Salahsuwa-Hurama-Kaniş güzergahını takip edelermiş. Yani günümüz siyasi sınırları ile kervanın bölgemizdeki izlediği güzergâh Samsat-Gölbaşı-Nurhak yolunu takip ederek ovaya inerler ve Elbistan – Afşin – Sarız – Pınarbaşı – Kayseri istikametini takip ederlermiş. Direkt Elbistan tarafına gitmeden İç Anadolu’ya geçtiği söylenen bir yolda var. Bu şehirlerin büyük kısmının Afşin-Elbistan ovasında aranması gerektiği hususu önemlidir. 1947 yılında Tahsin ve Nimet Özgüç Hocalar Karahüyük bölgesinde kazı yaptırmışlar ve bölgedeki hüyüklerin M.Ö. 4 bin yıllarına kadar gidebileceğini ifade etmişlerdir (2).

İşte bu güzergahta bahsi geçen “Hurama” ya da Hititçe belgelerde “Hurma” olarak geçen şehir krallığı bölgemiz (Afşin-Elbistan) için ehemmiyet kesbeder. Kahramanmaraş sınırları içerisinde 3 krallıktan bahsedilir. Bunlar Mama, Hurama ve Luhuzattiya krallıklarıdır. Hurama hem ayrı bir krallık hem de Asur Ticaret Koloni ağının da bir parçasıdır. Hurama, Hahhum ile Kaniş arasındaki kervan yolunda duraklardan birisidir. Yine aynı çalışmada “Hurama kumaşları” ve “Hurama bakırı” nın ön plana çıktığını bununda şehirde tekstil ve maden çalışmaları yapıldığını görüyoruz (3).

Hurama’nın Timelkaya’nın bir sonraki durağı olduğu kuvvetli ihtimaldir. Çünkü Hahhum Krallığı’na ait yazışmalarda “Şayet siz Timelkaya kralına veya Badna Kralına düşman olursanız” cümlesi geçmektedir. Timelkaya’nın muhtemelen Hahhum’un kuzeyinde yer almalıdır (5). Hahhum’a gelen kervanlar batılı kaynaklarda Anti Toroslar olarak geçen İç Torosları aşarak Elbistan Ovasına inerler ve Karahöyük ile Hurmankaleyi takip edip Sarız üzerinden Kaniş şehrine ulaşırlar (2).

Hurama ismi Hitit belgelerinde sıkça geçer. Bu bölge genellikle kaçakçılık faaliyetlerinin yürütüldüğü metinlerden anlaşılıyor.  Kaniş Kraliçesi “Rubartum” sıfatıyla bir mektup göndererek Luhuzattiya (Elbistan civarı), Hurama (Afşin-Elbistan Ovası) ve Salahsuwa (Uzunyayla bölgesi olabilir) şehirlerinde kaçakçılığın önlenmesini ister. Asurlu tüccarlar yerel halkı zaman zaman kaçakçılık işlerine alet ederek şehirlere gizliden ticari eşya geçirebilirlermiş. Bir metinde “Eğer harran suaqinnim (sapa yol) uygun değilse kalayı Hurama’ya taşısınlar ve ister Huramalı yerliler kalayın hepsini birer talente ayırarak şehre soksunlar veya onar veya on beşer minalık parçalara ayırarak insanlar elbiselerinin altında saklayarak şehre soksunlar” şeklinde yazışmalar geçmektedir. Bazı Asurlular bu iş neticesinde yakalanıp birbirlerine Kraliçe’nin bu işi takip ettiğini kaçakçılık yapmamaları gerektiği hususunda uyarılarda bulunurlar (2).

Hitit Kralı I. Hattuşili zamanında Arzawa Seferi’nden sonra Hititler Anadolu’da ciddi bir güç olmaya başlamışlardır. Hurriler, Hitit Kralı I. Mursili döneminde Hititlerin Suriye genişlemesi politikası kapsamında Hitit İmparatorluğuna bir engel teşkil etmekteydi. Bu politika kapsamda I. Mursili döneminde Hititler fetih yönlerini güneye çevirir. Bu süreçte Hurriler’de Hitit Garnizonlarından olan Hurama şehrini kuşatırlar. Ancak metinlerden öğrenildiği kadarı ile kuşatmada tanrıların yardımıyla Hurri ordusunun geri çekilmek zorunda kalındığına dair belgeler vardır. “Tanrılar Hurma’yı korudular. Kente hiçbir şekilde zarar vermediler ancak Hurrilerin üzerine salgın fırlattılar ve Hurri Ordusu ölmeye başladı. Ordunun Bey’i Nippa öldü. Ordu Beyleri Karawani, Parayuna ve Ayuktaeraya öldü. Kışı geçirdi ve Onu “Tanrı Agni” ezdi ve Hurrili birliklerin kralı öldü” şeklinde geçer. Yine I. Hattuşili’nin II. Suriye Seferinde bir yerin kuşatması başarısız olunca kuşatmadan sorumlu ve prens olan bir kişi ile ilgili şu metinler geçer: “Hurmalı Saray Oğlanı Sanda Hassu kentindeydi. Hurrilerden korktu ve Bey’ine gitti. Kralın babası emir verdi ve onu sakatladılar” (4).

Hurama’da “Bahar Bayramı” etkinlikleri gerçekleştirilmiş. Bunu ise bizzat “Hurma Bey’i” deruhte edermiş. Burada Hurama’nın dini yönden etkili olan tanrıları da yazışmalarda ön plana çıkıyor. Abara ve Hantitassu ve diğer tanrılar metinlerde yer almaktadır. I. Şuppililiuma, babası zamanında Hurama Kralı’nın düşmanları olduğunu ve Hititlerin bu ülkeyi hezimeti uğrattığı belirtilmektedir. Hitit hakimiyetine ne zaman girdiği belli edilmeyen bir belgede “Askaliya” ismindeki birisinin “Hurma Bey’i/adamı” olduğu geçmektedir (3).

Yayınlanmayan bir mektupta Hurama’da Hurri kökten olan Haşim-navar adında bir kâtip varmış. Metinlerde I. Şuppililiuma ile daha sonra Mitanni Kralı olacak olan damadı Mattivaza arasındaki bir anlaşmada Hurama’nın ismi geçer. Mattivaza Hitit İmparatoruna sığınmıştır. Zaten I. Şuppililiuma öldükten sonra Mitanniler bağımsızlığına kavuşur. Bu belgelerde bahsedildiği gibi Hurama’nın tanrıları Fırtına Tanrısı ve Hantitassu birçok anlaşmada ve diğer kutsal metinlerde geçmektedir (6).

Yine bir belgede Üç Asurlu tüccar tarafından gönderildiği anlaşılan bir belgede “Pusuken” adlı bir tüccarın kaçakçılık suçundan hapis cezasına çarptırıldığı bilgisi yer almaktadır. Bu şahsı hapse attıran kişinin Luhuzattia, Hurama ve Salahsuwa krallarına gönderdiği mektuplar üzerine Kaniş Kraliçesi’nin olması çok muhtemeldir. İsmi geçen üç yerleşim yerinin bağlı olduğu otorite Kaniş olabilir. Bunun yanında Luhuzattiwa’nın tam olarak lokalizasyonunun belirlenmesi ve buranın da Elbistan-Karahöyük olabileceği hususu dikkatleri çekmektedir. Çünkü Elbistan ilçesinin Izgın Köyü yakınlarında yer alan Karahöyüğün kenarında Hurman Çayı vardır. Hitit efsanelerinde geçen “Tarmana Irmağına çok yakın” olabileceği hususu ile “su kaynaklarının çok olduğu” gibi metinlerden yola çıkarak bölgenin de hüyükler olarak zengin olması bu iddiaların uyumlu olabileceğini gösterir (7).

Kaynaklarda yukarıda özetlenen bilgilerden fazlası olmadığını söyleyebilirim. Yeni araştırmalar ve kazı çalışmaları ile bulunması ihtimal belgelerin ortaya çıkmasıyla Anadolu için farklı tarihi tespitlere gidilebilir. Hurama’nın konumu ile ilgili belgelerde yola çıkarak bir çıkarımda bulunmak istersek şunları söyleyebiliriz.

Afşin-Elbistan ovasında 4 yerleşim yeri olduğunu söylenmektedir. Bunlar sırasıyla 1-Afşin, 2-Elbistan(Plasta), 3-Hurman (Rumman), 4-Arıtaş (Hunu, Honion) gibi yerleşim yerleridir. Sayılanların arasında dini bakımdan en mühim olanı Afşin ilçesidir. Çünkü Antakya Piskoposu Eudoxios Afşin doğumludur. Yine Bizans İmparatoru Maurice Afşin doğumludur. 1085 yılında Selçuklu Komutanlarından Buldacı Bey tüm bölgeyi ele geçirene kadar Afşin (şehir merkezi) hep ön plandadır. Bu tarihten sonra Elbistan(şehir merkezi) ön plana çıkar ve daha sonra şehzadelerin sancağa çıktığı güçlü bir eyalet merkezi olur. Osmanlı dönemine geldiğimizde ise yukarıda bahsedilen tüm yollar önemini kaybeder ve Afşin-Elbistan Ovası şimdi olduğu gibi kaderine terk edilen kapalı bir duruma gelir (8).

Sarız’ın doğu sınırlarında bulunan Büyüksöbeçimen Köyü yakınlarında Aşağı Örtülü eteklerinde M.Ö. II bin yıllarına ait olabilecek demir devri kalıntıları bulunmuştur. Yine Maravuz güzergahından Hurmankale bölgesine doğru gelindiğinde yol üzerinde hüyükler göze çarpmaktadır (9). Bu hüyüklerde kazı çalışmaları yapılmalıdır. Burada metinlerde geçtiği gibi ovadan dağlık bölgeye Sarız yolundan giderken adı üstünde dağlık bölge olması hasebiyle güvenlik sağlanamayacaktır. Her ne kadar alternatif yollar olsa da kaçakçılık yapılsa da ana bir yol vardır. Bu belgelerden görülüyor. Ancak bu vadide mutlaka bir yapı olmalıdır. Hurama şehir yerinin Hurman Köyü (Yazıbelen) civarı olduğunu düşünebiliriz. Bu halde Sarız istikametinde Maravuz sırtlarında karşımıza Orta Çağ’da yapıldığı söylenen bir kale çıkar. Osmanlı kaynaklarında bu kale “Karye-i Kale-i Hurman” olarak geçmektedir. Günümüzde Hurman Kalesi ya da Maravuz Kalesi olarak halk arasında ifade edilir. Kale sonradan (Rivayete göre 4 yy. Roma dönemi) yapılmış olsa bile çok daha önceden burada bir güvenlik yapısının olmama ihtimali mantıklı gelmemektedir. Romalılar buraya neden kale yapma ihtiyacı duymuşlardır? Ya da Romalıların düşündüğünü onlardan daha önceki yerli kavimler düşünememiş midir? gibi sorular kale tarihinin aydınlatılması ve Anadolu kültür mirasının korunması açısından üzerinde durulması gereken hususlardır.

Helenistik dönemde bölgede Kapadokya Eyaletine bağlı güçlü bir idare merkezi vardır. Buranın adı Kataonia olarak geçmektedir ve Kahramanmaraş’ın 3 kuzey ilçesini sınırlarına da içerisine almaktadır. Coğrafya kitabı yazarı olan Klaudios Ptolemaios’un verilerine göre Maraga ve Sobagena yerleşim yerlerinden giden yolun varlığı önemlidir. Marago dediği yerleşim yeri bugünkü Afşin ilçesi sınırlarındaki Maravuz Köyü’nü, Sobagena ise Hurman Kalesini lokalize etmektedir. Yine kuzeyde Tanır Kasabası (Tanadoris/Ptandari) Kataonia’nın sınırları içindedir. Buradan Elbistan’dan kuzey yöne doğru K. Yapalak, B. Yapalak ve Darende üzerinden Gürün’e giden bir yolun olduğu söylenir. Kataonia sınırı Elbistan-Demircilik köyüne kadar devam eder ve orada Melitene (Malatya bölgesi) sınırı başlar (10).

Antik dönemde geçen adıyla Korax’ın karşılığı Hurman Çayı’dır. Yine antik ismiyle Maragos kasabası da Maravuz’u lokalize eder. Korax çayının Sobagena’yı (Hurmankale’yi) çeviren doğal bir tahkimat olduğu söylenebilir (11)

Arıtaş bölgesinde yapılan bir çalışmada değerlendirilen eski çağlara ait mimari kalıntılar bu bölgeler de kuvvetli dini bir yapılanmanın olabileceği hususunu ortaya koymaktadır (12). Tüm semavi şeriatlarda kutsal görülen “Yedi Genç” adamın sonsuzluğa gittiği mağara çevresinde elbette M.S. IV-V. yy. sonraki yıllarda bir bayındırlık çalışmaları olmalıdır.

Bunun yanında Hurama şehrinin de eski çağlardan gelen bir tanrısal önemi olduğunu belgelerden görebiliyoruz. Bu bölge rastgele seçilmiş bir bölge değildir. Tüm veriler ışığında bir çıkarım yapılmak istenirse Hurama şehrinin ovadaki hüyüklerin yanı sıra hurman çayı güzergahı takip edilerek geniş bir coğrafyada araştırılması elzemdir. Hatta Sarız ilçesine kadar olan tüm güzergâh taranarak Hurama şehrinin ve Hurman Kalesinin tam olarak evveliyatı söylenilebilir.

Sonuç olarak Hurama şehrinin kuvvetle muhtemel Eski Afşin’in yerleşim yeri olma ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Hülasa;

Bu çalışmalar şunun içinde ayrı bir ehemmiyete haizdir. Ülkemizde arkeolojik kazıların önemli kısmı Antik Yunan dönemlerine ait Helenistik Dönem adıyla geçen şehir devletlerinin bulunması ve çevresinin genişletilmesi ile ön plana çıkmaktadır. Belki de bilinçli olarak yönlendirilen bu çalışmalar ile efkâr-ı umumiye de batı medeniyetinin doğu medeniyetinden ileride olduğu zannı oluşturulmaktadır. Ancak Asur bilimcisi Jean Bottero’nun şu sözü dikkate değerdir: “Helenistler arasında en radikal olanları dahi izhar etmeseler de Eski Yunan kültürünün doğu toplumlarından ne derece etkilendiğini inkâr etmiyorlar”. Buna rağmen insanlığın beşiği denilen Mezopotamya’yı temsil ettiği söylenilebilecek doğu toplumları batı dünyası karşısında medeniyet tarihi açısından bir kültür çekişmesine günümüz itibariyle giremiyor. Batı’nın sanayi gücü sonrası öne çıkan “medenilik” gibi kavramları çok fazla sahiplenmesinin önüne ancak doğu medeniyetine dair yapılacak olan çalışmalarla geçilebilir.

Mühim olan Allah’ın yarattığı eşref-i mahluktur yani insandır. Ancak bir yerde tarihi gerçeklik ne ise bunun tespiti elzemdir. Yoksa kamilen Ademoğluyuz. Yani kelime itibariyle bile yokuz. Lakin medeniyet batınındır tahrifine de tokuz. Çünkü güneş doğudan doğar.

Saygılarımla.

KAYNAKÇA:

  • Dr. Sebahattin Bayram ve Yrd. Doç. Dr. Remzi Kuzuoğlu / Kültepe Metinlerinde Geçen Yeni Yer Adları ve Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası (1)
  • Dr. Cahit Günbattı / Kültepe-Kaniş (2)
  • Dr. Sebahattin Bayram ve Doç Dr. Remzi Kuzuoğlu / Çivi Yazılı Belgelere Göre M.Ö. Bin yılda Kahramanmaraş ve Çevresi (3)
  • Hasan Peker / Suriye Üzerindeki Hitit Hâkimiyetinin Kurulması M.Ö. 2 binyılda eski Yakındoğu’da Süper Güçler ve Küçük Devletler (4)
  • Doç. Dr. Hasan Ali Şahin / Asur Ticaret Kolonileri Çağında (M.Ö. 1975-1725) Timelkaya Krallığı (5)
  • Hans Gustav Güterback / Zile Yakınında Maşattan Gelme Bir Mektup (6)
  • Doç. Dr. Turgut Yiğit / Eski Anadolu Kentlerinden Luhuzatia/Lawazantiya’nın Tarihi ve Lokalizasyonu Üzerine (7)
  • Dr. Faruk Sümer / Eshabü’l Kehf (8)
  • Doç. Dr. Tayfun Yıldırım / Doğu Kapadokya Bölgesi Yüzey Araştırmalarında Derlenen Seramikler (9)
  • Deniz Yıldızturan / Helenistik Dönemden Geç Antik Çağa Kadar Kataonia Bölgesi (10)
  • Esra Bulut / Kapadokia Bölgesinin Tarihi Coğrafyası Üzerine Bir Değerlendirme (11)
  • Mustafa Uğur Emekçi ve Uzm. Arkeolog Oktay Dumankaya / Kahramanmaraş ili Afşin İlçesi Arıtaş Mahallesi Erken Doğu Roma Dönemi Mimari İşlevli Taş Eserler (12)
  • Prof. Dr. Mükrimin Halil Yinanç / Türkiye Tarihi- Selçuklular Devri (13)

default

default

default

Emre Gülbey DEMİRemregulbey@gmail.com
bonus veren sitelerhttps://footballinside.net/deneme bonusu veren sitelerhttps://nyccng.org/gaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escorthttps://restbetgiris.co/ana/https://greenhousecraftfood.comAtaşehir Escortankara escortataşehir escortMebbistrendyol indirim koduslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comstarzbet adamsah.netdeneme bonusucasibompiabetstarzbet girişstarzbet girişgaziemir çilingirbahsegelholiganbettipobetholiganbetonwingrandbettingtruvabetbahiscasinotarafbetbahiscommariobetbetistmarkajbetbetinematadornetcasibombelugabahisbetebet1xbetasyabahiscasinovalediscountcasinoelexbetfavoribahisbahiscombahiscombelugabahisbelugabahisbetistbetistceltabetceltabetklasbahisklasbahismariobetmariobetrestbetrestbettarafbettarafbettipobettipobetcasibomcasibomcasibomcasibomstarzbetsahnebetlimanbetredwinmatadorbetmatadorbetbetkombetkomcasibomcasibomcasibomcasibomcasibom7slotsbahigobahis1000bahisalbaymavibaywinbetexperbetkanyonbetkolikbetkombetlikebetmatikbetnisbetonredbetorspinbetparkbetperbetroadbetsatbettiltbetturkeybetvole24wincratosslotelitbahisfavorisenfunbahisgorabethilbetikimisliimajbetintobetjasminbetjetbahiskralbetligobetlordbahismarsbahismeritkingmilanobetmobilbahismostbetmrbahisneyinenoktabetnorabahisoleybetonbahisonwinorisbetparmabetperabetpiabetpinuppokerbetapusulabetredwinrexbetromabetsahabetsavoybettingbetkombycasinobahis siteleriblackjack siteleriCasinoBonanzacasino bonanzadeneme bonusurulet sitelerisweet bonanzacasino sitelericasino sitelericasino sitelerisupertotobettulipbettumbetpadisahbetvdcasinovenusbetwinxbetbonusvdcasinoadana psikologmarsbahis7slotsasyabahisbahis1000bahisalbahsegelbaywinbetebetbetexperbetkolikbetmatikbetonredbetorspinbetroadbettiltbetturkeybetvolecasibomcratosslotdumanbetelitbahisextrabetfunbahisgorabetgrandpashabethilbetimajbetjasminbetkalebetkralbetlimanbetmaltcasinomarkajbetmatbetmilanobetmobilbahismostbetgirisneyinenorabahisonwinpalacebetparmabetperabetpokerbetaredwinrexbetrokubetsahabetsavoybettingtarafbettruvabettumbetxslotartemisbitbaymavibetebetbetkolikbetkombetperbettiltceltabetimajbetklasbahisligobetlimanbetmariobetmatbetneyinesahabetBeylikdüzü Escortistanbul escort bayanmariobetcasibomportobetmatadorbetmatadorbet girişmatadorbet pinterestmarsbahismarsbahis girişmarsbahis pinterestbetmatikrestbetrestbet girişrestbet twitterklasbahisklasbahis girişklasbahis twitterbetebetbetebet girişbetebet twitterbelugabahisbelugabahis girişbelugabahis twittertarafbettarafbet giriştarafbet twitterbetistbetist girişbetist twittermarkajbetmarkajbet girişmarkajbet twittergobahisgobahis girişgobahis twitterbetnisbetnis girişbetnis twitterbetsatbetpas girişbetsat twitterbetorspinbetorspin girişbetorspin twitterligobetligobet girişligobet twitterbetkanyonbetkanyon girişbetkanyon twitterbaywinbaywin girişbaywin twitterrokubetrokubet girişrokubet twitterikimisliikimisli girişikimisli twittercratosslotcratosslot girişcratosslot twitterwinxbetwinxbet girişwinxbet twitterbahisalbahisal girişbahisal twittergorabetgorabet girişgorabet twitterelexbetelexbet girişelexbet twitterfunbahisfunbahis girişfunbahis twitterartemisbetartemisbet girişartemisbet twitterbetparkbetpark girişbetpark twitterbetlikebetlike girişbetlike twitterperabetperabet girişperabet twittersavoybettingsavoybetting girişsavoybetting twitterdiscount casinodiscount casino girişdiscount casino twitterpiabetpiabet girişpiabet twitterjasminbetjasminbet girişjasminbet twitterhilbethilbet girişhilbet twittervenüsbetvenüsbet girişvenüsbet twitterasyabahisasyabahis girişasyabahis twitterredwinredwin girişredwin twitterbetkolikbetkolik twitterbetkolik girişdinamobetdinamobet girişdinamobet twittermilanobetmilanobet girişmilanobet twitterelitbahiselitbahis girişelitbahis twitter